Kavramlara yüklediğimiz anlamlar bizim dünyayı algılamadaki referanslarımızdır. Aynı dili konuşabilmek için aynı kavramlara aynı anlamları yüklemiş olma zorunluluğumuz vardır. Özellikle Türk Milliyetçileri aynı dili konuşarak aynı hedefe doğru yürümeyi amaçlamış bir mensubiyete sahip olduklarından bu ilke onlar için olmazsa olmazlardandır. Kültür kavramı da bu ilkeye göre anlaşılmalıdır. Mümtaz Turhan kültürü şöyle tarif etmektedir;”Kültür bir cemiyetin sahip olduğu maddi ve manevi kıymetlerden teşekkül eden öyle bir bütündür ki. Cemiyet içinde mevcut her çeşit bilgiyi, alakaları, itiyatları, kıymet ölçüleri, umumi tavır, görüş ve zihniyet ile her türlü davranış şekillerini içerisine alır”

Avrupa’da yoğunlaşan bu hareketlerden etkilenen Türkiye’de 1923’te, programında kadınların milletvekili, hatta asker olması talepleri yer alan terakkiperver kadınlar partisi kuruldu. Ancak uzun ömürlü olamayan bu girişimin ardından Türk kadınlar birliği kurulur.

Bir biyolojik türün ilelebet devam etmesi için o türün genetik bilgisinin kararlı bir yapıda tutulması ve aynı zamanda çok az bir hata ile gelecek nesle sunulması gerekmektedir. Genetik bilginin depolanması ve doğru sunulması türden türe değişir ve sonraki nesiller boyunca o neslin devamlılığını sağlar. İşte bu bilginin depolandığı kimyasal yapının adı deoksiribonükleik asit (DNA) olan polimer bileşiktir.

Ülke nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadın, günümüzün en önemli siyasal etmenlerin başında yer almaktadır. Türkiye’nin siyasal yelpazesini incelersek, kadınların oylarının dağılımı, partilerin oy dağılımında etkin bir şekilde kendini göstermektedir. Yani kadın oyları sıralamayı, belirleyici durumdadır.